İçeriğe geç

Gönüllü olarak deprem bölgesine nasıl gidilir ?

Gönüllü Olarak Deprem Bölgesine Nasıl Gidilir? — Bir Edebiyatçının Vicdan Günlüğü

Kelimenin gücü, bazen bir cümledeki sessizlikte gizlidir. Gönüllülük, bu sessizliğin içinden yükselen en insani yankılardan biridir. Bir edebiyatçı için her gönüllü hikâyesi, bir metindir; her yardım eli, bir cümlenin içindeki anlamdır. Deprem gibi bir felaketin ardından gönüllü olmak, sadece fiziksel bir yolculuk değil, vicdanın edebi bir yürüyüşüdür. Bu yazıda “Gönüllü olarak deprem bölgesine nasıl gidilir?” sorusunu, bürokratik bir rehber gibi değil, insanın içindeki anlam arayışına ışık tutan bir anlatı olarak ele alacağız.

Yola Çıkmadan Önce: Anlamın Peşinde Bir Karakter Olmak

Edebiyatta her karakterin bir yolculuğu vardır. Odysseus’un dönüşü, Meursault’nun yabancılaşması, Yusuf’un kuyudan çıkışı… Her biri kendi iç karanlığını aşmak için yola çıkar. Gönüllü olarak deprem bölgesine gitmek de böyledir; bir anlamda, bireyin kendi konforundan çıkarak toplumun kalbine doğru yaptığı bir içsel göçtür.

Yola çıkmadan önce birey, niyetini sorgulamalıdır. Gerçekten “yardım etmek” için mi yola çıkıyor, yoksa vicdanını susturmak için mi? Bu sorgu, edebiyatın temel dürtülerinden biridir. Tolstoy’un karakterleri gibi, insan ancak kendi içindeki karmaşayı tanıdığında topluma dokunabilir.

Deprem bölgesine gitmek için AFAD, Kızılay, AHBAP ya da yerel sivil toplum kuruluşlarının gönüllü kayıt sistemlerinden geçmek gerekir. Ancak bu süreç yalnızca resmi bir prosedür değildir; aynı zamanda bireyin kendini hazırladığı bir bilinç sürecidir. Edebiyatın derinliği gibi, gönüllülük de sabır, empati ve gerçeklik duygusu ister.

Gönüllülükte Bir Metin Olarak Dayanışma

Edebiyat, bir karakterin yalnızlıktan topluma geçişini anlatır. Aynı şekilde, gönüllülük de bireysel bir niyetin kolektif bir değere dönüşümüdür. Deprem bölgesine giden gönüllü, artık sadece bir “yardımcı” değil, bir hikâyenin parçasıdır.

Deprem sonrası enkazın arasında yürürken, her taşın altında bir yaşam hikâyesi, her sessizlikte bir roman kahramanının çaresizliği vardır. Orada görülen bir çocuk, Dostoyevski’nin “Suç ve Ceza”sındaki masumiyet kadar kırılgandır. Bir annenin elinde tuttuğu fotoğraf, Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”ndeki zamanın ağırlığını taşır.

Bu yüzden gönüllülük sadece fiziksel bir yardım değildir; o, insanlık anlatısına yeni bir paragraf eklemektir. Yardım çadırında dağıtılan çorba, bir cümle gibi sıcak; enkazdan kurtulan bir insanın nefesi, bir şiir gibi gerçektir.

Toplumsal Hafızada Bir Roman Gibi Gönüllülük

Toplumların hafızası, yalnızca tarih kitaplarında değil, gönüllülerin hikâyelerinde yaşar. Her gönüllü, edebiyatın anlatıcısı gibidir; gördüklerini taşır, duygularını aktarır, tanıklığını kelimelere döker.

Bir toplum, felaket anında nasıl birleştiğiyle tanımlanır. Gönüllü olarak deprem bölgesine gitmek, bu birleşmenin en somut hâlidir. Fakat bu eylem, sadece fiziksel bir varlıkla değil, duygusal bir derinlikle de anlam bulur. Bir gönüllü, tıpkı edebiyatın karakteri gibi, karşısındaki insanı “tema” olarak değil, “özne” olarak görmelidir. Çünkü her insan bir hikâyedir; ve her hikâye duyulmayı hak eder.

Gönüllülüğün Edebi Sonucu: Dönüşüm

Edebiyatın en büyük işlevi, dönüşüm yaratmaktır. Gönüllülük de aynı dönüşümü gerçekleştirir. Deprem bölgesine giden bir gönüllü, sadece yardım eden değil, değişen bir insandır. Bir roman karakteri gibi, başlangıçta çıktığı yoldan farklı bir ruh hâliyle döner.

Bu dönüşüm, bireyin kendi merkezinden toplumsal bir bilince uzanmasıdır. Kalem, kâğıt ya da kelimeler olmadan yazılan bir hikâyedir bu: insanın insanla, acının umutla buluştuğu bir metin.

Edebiyatın diliyle söylersek; gönüllülük, insanın kendi hikâyesine vicdanla nokta koyma biçimidir.

Gönüllü olarak deprem bölgesine nasıl gidilir? sorusunun yanıtı bu yüzden sadece “nasıl” değil, “neden”dir. Çünkü asıl mesele gitmek değil, kalbinle orada olabilmektir.

Okuyucular, siz gönüllülüğü hangi edebi karakterin yolculuğuna benzetirsiniz? Yorumlarda kendi çağrışımlarınızı paylaşın; çünkü her gönüllülük hikâyesi, insanlığın ortak romanına yazılmış bir satırdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
ilbet girişbetexper.xyzsplash